Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Türkiye’de jeotermal enerji sektörünün yenilenebilir enerji politikalarında hak ettiği yeri bulamadığını belirtti. Kındap, “Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının sadece rüzgâr ve güneşten ibaret olduğu yönünde yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığını üzülerek gözlemliyoruz.” dedi.
Türkiye Jeotermalde Dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın Lideri
Jeotermal enerji alanında dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın ise lider ülkesi konumunda bulunan Türkiye, keşfi tamamlanmış 62 bin MW’lık jeotermal potansiyeli ile açık ara dünya lideri olma şansına sahip.
Bugün enerji üretimi, seracılık, konut ısıtması, termal turizm ve tarımsal kurutma gibi birçok alanda kullanılan jeotermal enerjinin toplam tüketimi 7 bin MW seviyesinde. Bu oran, mevcut potansiyelin yalnızca yüzde 11’ine karşılık geliyor.
Kındap: “Tüm Kaynaklar Önemli ve Birbirinin Alternatifi Değil”
17 Ekim Dünya Jeotermal Günü dolayısıyla açıklama yapan JED Başkanı Ali Kındap, mevzuatlarda enerji ve madencilik sektörlerinin aynı çerçevede değerlendirilmesini eleştirdi.
“Rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, yeşil hidrojen ve dalga enerjisi gibi tüm kaynaklarımız değerli ve birbirinin alternatifi değildir.” diyen Kındap, çok farklı süreç yönetimleri gerektiren bu sektörlerin yasal düzenlemelerde ayrıştırılması gerektiğini vurguladı.
“Jeotermal Üvey Evlat Olmamalı”
Kındap, “Enerji sektörünü madencilikle aynı başlık altında göstermek, sektörün makul taleplerinin gündeme gelmesini engelliyor.” ifadelerini kullandı.
Jeotermal enerji sektörünün, yüzde 80’in üzerinde kapasite faktörüyle Türkiye’nin en verimli baz yük yenilenebilir enerji kaynağı olduğunu belirten Kındap, “Sektör olarak çevreye saygılı, sürdürülebilir bir anlayışla çalışıyoruz. Buna rağmen jeotermalin hâlâ üvey evlat muamelesi görmesi üzücü.” dedi.
Kındap, Türkiye’nin 1735 MW’lık kurulu gücünü, yeni yatırımlar ve doğru mevzuat desteğiyle 5 bin MW ve üzerine çıkarabilecek kapasiteye sahip olduğunu da sözlerine ekledi.
Üçüncü YEKDEM Döneminde Süre Talebi: “2040’a Uzatılmalı”
JED Başkanı Kındap, jeotermal yatırımlarının uzun hazırlık süreçleri nedeniyle mevcut YEKDEM teşvik takviminin sektöre yeterli fırsat tanımadığını söyledi.
1 Mayıs 2023 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararıyla 31 Aralık 2030’a kadar işletmeye alınacak tesislere destek sağlanacağını hatırlatan Kındap, “Jeotermal yatırımların lisans, ruhsat, ÇED, sondaj ve inşaat süreçleri ortalama beş yıl sürüyor. Bu nedenle destekleme süresi 2040’a kadar uzatılmalı.” değerlendirmesinde bulundu.
Rakamlarla Türkiye’nin Jeotermal Potansiyeli
- Doğal çıkış noktası sayısı: 1500’ün üzerinde
- Mevcut kurulu güç: 1733 MW
- Toplam kullanım: 7 bin MW
- Keşfedilmiş potansiyel: 62 bin MW
- Dünya sıralaması: 4’üncü
- Avrupa sıralaması: 1’inci
Türkiye, mevcut düşük kullanım oranına rağmen jeotermal kaynaklı elektrik üretiminde dünya dördüncülüğünü koruyor. Uzmanlara göre, potansiyelin tam değerlendirilmesi halinde Türkiye’nin enerji arz güvenliği ve yerli kaynak oranı önemli ölçüde artacak.

