Jeotermal enerji konusunda dünyanın önde gelen üretim merkezlerinden Türkiye’de santrallerin ihtiyaç duyduğu makine ve ekipmanların yerlileştirilmesi için Manisa’da sektörün ilk Ar-Ge merkezi kuruldu.
Alaşehir ilçesinde toplam 40 megavatlık iki santralle üretimine devam eden Maspo Enerji, sayıları hızla artan jeotermal santrallerde enerji verimliliğini artırmak ve dışa bağımlılığı azaltmak üzere çalışma başlattı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu yıl Türkiye’nin ilk jeotermal Ar-Ge merkezi olarak ilan ettiği merkezde yerlileştirme ve verim artırma projeleri yürütülüyor.
irketin genel müdürü Murat Solmaz Türkiye’nin jeotermal enerji bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğunu belirterek, sektörün bu alandaki potansiyeli iyi kullandığını, 2010 yılında sonra yapılan yatırımlarla Türkiye’nin bin 600 megavat jeotermal enerji kapasitesine sahip olduğunu söyledi.
Solmaz, Türkiye’nin jeotermal enerjide kurulu gücüyle dünyada 4. sırada yer aldığını hatırlatarak, “Dünya jeotermaline yön verebilmemiz için mutlaka bu alanda araştırmalar yapmamız gerekiyor. Biz Ar-Ge merkezi kurmadan önce de sondaj kuyularımızı kazarken riskleri azaltmak için araştırma çalışmaları yapıyorduk. Tesisleri kurduğumuzda enerji verimliliğini artırma noktasında da çalışmalarımız vardı. Bu çalışmaları bir disiplin altına almakla ilgili karar aldık. Bunun için de Ar-Ge merkezimizi kurduk.” dedi.
Ar-Ge merkezi ile ülkeye enerji üretmenin yanında aralarında mühendislerin de bulunduğu 20 teknik personelle üniversitelerle iş birliği halinde projeler geliştirdiklerini dile getiren Solmaz, özellikle sektörde ithalatla temin edilen makine ve teçhizatları yeri olanaklarla geliştirmeye odaklandıklarını ifade etti.
Solmaz, Ar-Ge merkezindeki çalışmalarını 3 temel başlık altında topladıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
“İlk olarak Türk sanayisinin gelişebilmesi için jeotermal konusunda ihtiyaç duyulan ekipmanların Türkiye’de üretilmesini amaçlıyoruz. İkinci amacımız ise enerji verimliliğini artıracak alet ve teçhizatların oluşturulması ve modernize edilmesi. Enerji verimliğini biz iki yönlü düşünüyoruz, biri ürettiğimiz enerjinin maksimum seviyelere çıkarılması diğeri ise iç tüketimimizi daha aşağılara çekmek. Her iki konuda da çalışmalarımız ve projelerimiz devam ediyor. Bunlarla ilgili birkaç proje üzerinde çalışıyoruz. 3. amacımız ise daha uzun vadeli, elde edilen jeotermal akışkanın içeriğiyle alakalı. Bu içeriğin depolanması, ekonomiye kazandırılması ya da bertaraf edilmesi noktasında.”
Jeotermal enerjinin çevreci bir enerji türü olmasına rağmen çevresel kaygılarla birlikte anıldığına işaret eden Solmaz, “Çevresel konularla alakalı olarak, jeotermal akışkanın ihtiva ettiği elementleri araştırıyoruz. Seviyeleri dünya standardının üzerinde fazla olan bir element gördüğümüz zaman bunların depolanması, ekonomiye kazandırılması ya da bertarafı ile ilgili kimya mühendisi arkadaşlarımızla yürüttüğümüz projeler var.” diye konuştu.
Kaynak: AA