Koronavirüs salgını sonrası sanayinin yeniden üretimde tam kapasiteye geçilmesi karşısında enerji ihtiyacı sorunu çıkabileceği belirtiliyor. Ekonominin yeniden işlerlik kazanmasıyla birlikte yenilenebilir temiz enerjinin önemine vurgu yapan Füsun Tut Haklıdır, Türkiye’nin enerji ihtiyacıyla ilgili “Özellikle ekonominin ve sanayinin tam kapasite çalışmaya başlaması ile birlikte yaz aylarında ihtiyacımız olacak soğutma faaliyeti nedeniyle büyük bir enerji talebi oluşacağı açık. Bu aşamada yerli ve milli enerji üretebilmemiz, dolayısıyla jeotermal, rüzgar, güneş enerji santrallerimizin tamamlayıcı etkisi önem kazanacak.” dedi.
Çin’de ortaya çıkan koronavirüs (kovid-19), dünyanın tümüne çok hızlı bir şekilde yayılarak hem toplumların sağlığını hem de ülkelerin ekonomilerini keskin ve hızlı bir şekilde etkilemeye devam ediyor. Virüsün yayılmasını kontrol altına almaya yönelik bazı ülkelerin aldığı kısıtlı veya tam sokağa çıkma yasağı eylemi kırılgan ekonomiye sahip ülkelerin yanı sıra ekonomisi güçlü olan ülkeleri de hazırlıksız yakalayarak tüm odağı sağlık harcamalarına kaydırıyor.
“Ekonomi ciddi boyutta etkilendi”
Ekonomi ve sanayiden bahsedildiğinde akla ilk olarak enerji talebinin geldiğini belirten İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Böl. Bşk. Yrd. Dr. Füsun Tut Haklıdır, “Enerji talebi salgın tehdidinden önce şubat ortasında geçen yıla göre yüzde 6 artmışken mart ayının sonunda ENTSO-E, TEİAŞ gibi kurumların verilerine göre yüzde 12 civarında düşüş gösterdi. Avrupa’da özellikle İtalya’da yüzde 29, İspanya’da yüzde 19, Almanya’da ise yüzde 6 oranlarında enerji talebinin azaldığı görülüyor. Nisan ayında alınan önlemlerle birlikte enerji ihtiyacı, geçen yıl aynı aya göre yine düşük seviyelerde gerçekleşiyor” dedi.
Tüm bu salgın esnasında petrol fiyatlarının eksi değerleri görmesi, Uluslararası Enerji Ajansı’nın yayınladığı 2019 yılına ait Küresel Petrol ve Elektrik Tüketim Değişimleri raporunda, 2000-2018 ve 2018-2040 periyotlarında petrol tüketiminin 900 Mtep’den (milyon ton petrol eşleniği) 500 Mtep’e düşerken, elektrik tüketiminin 850 Mtep’den bin 200 Mtep’e çıkacağı belirtiliyor. Raporu değerlendiren Haklıdır, “Elektriğin önemi artarken, yenilenebilir-temiz enerji kaynaklarının bu enerji açığını gidermede ve iklim değişikliğinin de etkilerini azaltmada önemi yadsınamaz bir şekilde devam ediyor.” şeklinde konuştu.
“Kurulu gücün yüzde 60’ı yerli ve yenilenebilir kaynaklardan”
Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücü 2020 mart itibariyle 91.3 GWe düzeyine ulaşırken, bu enerjinin yüzde 60’a yakın bir kısmı yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elde edildiğini kaydeden Haklıdır, “Burada hidroelektrik santrallerin yanı sıra, 8 GWe’a ulaşan rüzgar enerjisi, 6 GW’lık lisanslı ve lisanssız güneş enerjisi, 1,6 GWe’a yaklaşan jeotermal ve 1.2 GWe civarındaki biyokütle santrallerinin katkısı oldukça önemli. Üretilen elektriğin ana paydaşları diğer OECD ülkelerinde de takip edildiği gibi bina-hizmetler ve sanayi olarak gözleniyor.” dedi.
“Jeotermal, güneş, rüzgar enerjilerinin önemi “
Koronavirüs salgının dünyada kendine yetebilen ülke olmanın önemini çarpıcı bir şekilde ortaya çıkardığını vurgulayan Füsun Tut Haklıdır: “Özellikle enerji, tarım, hammadde konusunda üretim yapabilen ve suyu olan yani kendine yetebilen ülkeler olarak bu krizden görece daha az etkilenerek çıkacaktır. Güç üretimi yanı sıra ısıtma ve soğutma konularında da dışa bağımlı olmamak, ülke ekonomilerini güçlü konuma getirir. Özellikle jeotermal enerjiden güç elde ederken ısıtma ve soğutmanın yapılabildiği teknolojiler, kombine çevrim, ısı pompaları ve trijenerasyon sistemlerin kurulabilmesi için fizibilite çalışmalarına başlanması gereklidir.” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA