1. Anasayfa
  2. ARAŞTIRMA

Jeotermal Kaynaklardan Açığa Çıkan Karbondioksitten Elektrik Üretimi

Jeotermal Kaynaklardan Açığa Çıkan Karbondioksitten Elektrik Üretimi
0

Ülkemizdeki  jeotermal  kaynaklar  çoğunlukla,  orta-yüksek  entalpili olması ve  içerdiği  yüksek orandaki yoğuşmayan gaz ile dikkat çekmektedir. Elektrik üretimine elverişli jeotermal kaynaklarımız farklı  oranlarda  yoğuşmayan  gaz  içeriğine  sahip  olmakla  birlikte  üretilen  jeotermal  akışkan  içinde ağırlıkça %1-3.5 arasında değişen oranlarda bulunmaktadır. Jeotermal akışkanla birlikte üretilen yüksek orandaki yoğuşmayan gazların içeriğinde ise değişken olmakla birlikte yaygın olarak kütlece %97-%98 oranında CO2, %1.5-2 arasında ise H2S bulunmaktadır.

Ülkemizde,  özellikle  Batı  Anadolu  Bölgesi’nde  bulunan  jeotermal  kaynaklardan  elektrik  üretimi sırasında  açığa  çıkan  CO2 çoğunlukla  atmosfere  salınmaktadır.  Bununla  birlikte,  ayrı  bir  işleme tesisine yönlendirilerek sıvı CO2 ve kuru buz olarak ticari bir ürün haline de dönüştürülebilmektedir. Bir diğer kullanım alanları ise; rezervuarın sürdürülebilirliğini sağlaması açısından geri basılması  yada santralde,  ayrı  bir  türbin-jeneratör  sistemi  ile  ilave  elektrik  üretiminin  sağlanması  mümkün olabilmektedir. Ülkemizde ve yurtdışında henüz jeotermal elektrik santrallerinden açığa çıkan CO2’den elektrik üretimi uygulaması olmamasına rağmen proje aşamasında kalan ve planlanan bazı çalışmalar bulunmaktadır.

Ülkemizde, özellikle Batı Anadolu bölgesinde, Büyük Menderes ve Gediz grabenleri içinde gelişmiş olan jeotermal  kaynakların  üretimi  sırasında  oldukça  yüksek  oranda  yoğuşmayan  gaz  üretimi gerçekleşmektedir. Jeotermal kaynaklardan açığa çıkan yoğuşmayan gazların bileşimi yaklaşık %98 oranında CO2, %1.2 oranında H2S ve geri kalanı da az miktarda metan ve amonyaktan oluşmaktadır. Jeotermal kaynaklardan açığa çıkan CO2 ile ilgili literatürde yer alan araştırmalar incelendiğinde, Bloomfield  ve diğ.  (2003)  ABD’de  elektrik  üretiminde  kullanılan  jeotermal  ve  diğer  kaynakları karşılaştırarak, en düşük CO2 salınımının jeotermal kaynaklardan olduğunu belirtmişlerdir. Bertani ve Tahain (2002)’de yaptıkları çalışmada dünyada kurulu jeotermal kaynaklı santralların ürettikleri her bir kWh için atmosfere saldıkları CO2 miktarını hesaplamışlardır. Kurulu güçlerine göre jeotermal santralların sadece %2’si 0.5 kg/kWh ve üzerinde CO2 salınımına sahiptir, %50’si 0.1 kg/kWh’den düşüktür  sonucu  elde  edilmiştir.  İzlanda’da  gerçekleştirilen  bir  araştırmaya  göre  farklı  tip  güç santrallerinden açığa çıkan g/kWh CO2 salınımına en fazla kömür ve doğal gazdan elde edildiği ve jeotermal kaynaklardan elde edilen CO2 salınım değerinin ise 400 g/kWh olduğu belirtilmektedir.

Türkiye’deki jeotermal sahalarda kurulu elektrik santralleri kömür yakan termik santrallerden bile daha çok CO2 gazını atmosfere salmaktadırlar. Yeni nesil termik santrallar kömür yakarak 1 kWh elektrik üretimi için atmosfere 0.6-0.8 kg CO2 salarken; Büyük Menderes grabeninde yer alan Kızıldere jeotermal santralinde bu oran 1.2 kg/kWh’dır. Daha düşük entalpiye sahip jeotermal kaynakla çalışan çift çevrimli (binary) santrallerde bu değer 1.5-2 kg/kWh değerlerine kadar ulaşmaktadır. Kaynak sıcaklığı azaldıkça, daha çok jeotermal akışkan kullanılmakta ve daha çok CO2 açığa çıkmaktadır. Gediz grabenindeki jeotermal akışkanların, B. Menderes grabenine göre CO2 içeriğinin ortalama 2 kat daha fazla olduğu dikkate alındığında, Gediz grabeninde kurulacak jeotermal santrallerin de, kömür yakan santrallere göre 3-4 kat daha fazla CO2 salacakları ortaya çıkmaktadır. Bu durum, dünyada başka benzerleri varsa da büyük ölçüde Türkiye’ye özgü bir sorun olarak görünmektedir.

Kaynak: Kıvanç Ateş H. ve Serpen U., “Jeotermal Kaynaklardan Açığa Çıkan Karbondioksitten Elektrik Üretimi ve Uygulama Projeleri”, Conference Paper, 2017.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.